DOLAR
39,2291
EURO
44,8033
ALTIN
4.184,09
BIST
9.486,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kütahya
Açık
30°C
Kütahya
30°C
Açık
Pazartesi Açık
31°C
Salı Parçalı Bulutlu
28°C
Çarşamba Az Bulutlu
29°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
28°C

KONU KONUYU AÇIYOR

18.09.2024 12:50 | Son Güncellenme: 18.09.2024 13:14
413
A+
A-

Çoğu zaman başımızdan geçenler, gördüklerimiz, duyduklarımız veya anlatılanlar bize konu oluyor. Yazdıklarımızla eski vekilimiz Alaettin Güven’in bana gönderdiği “Toplumun gözü ve kulağı olan, topluma göz kulak olur” sözünde olduğu gibi gördüklerimizi sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. Yazma dilimin iyi olduğunu yazılarımı okuyanlar çok defa söylediler bana. Bu yazımızda da yine aynı dili kullanarak gördüklerimizi, yaşadıklarımızı anlatmaya çalışacağım.

Biraz telaşlı, üzgün, buruk günleri peş peşe yaşadığımız için yazılara ara vermek zorunda kaldım. Çetinbaş Group Motosiklet mağazası açılışı sonrası telefon çaldı. Annem: “Oğlum bizi köyden şehirdeki eve getirebilir misin” diye sordu. Hay hay dedim ve gazeteci arkadaşım Coşkun’la düştük Çamlıca’nın yollarına. Giderken bir telefon daha çaldı. Yeğenim Tuana aradı: “Dayı, büyükbabamın kalbi durmuş. Annem sana haber vermemi istedi” Ablamın kayınpederi, bir zamanların ünlü futbolcusu Boncuk Ahmet, son nefesini vermişti. Kendisini çok severdim. Allah gani gani rahmet eylesin. Annemle babama bu bilgiyi uygun zamanda söyleyeyim diye düşünürken Çamlıca’ya vardık ve bizim ihtiyarları arabaya bindirdik. Menderes Caddesi’nde kısa bir işi için durduk ve AK Parti binasını geçtikten sonraki ışıklarda babam birden fenalaştı. Anında bir U dönüşü ile soluğu Şehir Hastanesi’nde aldık. Sonradan öğrendim, babam nöbet geçiriyormuş. Şehir Hastanemizdeki doktorlarımıza ve özellikle Ceylan Özer Bey’e baştan teşekkür etmek istiyorum. Kaybediyoruz diye çok korktuğumuz Babamı sağlığına üstün gayretleriyle taşıdılar. Tabi önce her şeyin sahibi Cenab-ı Allah.

Ablamı aradım ve dedim ki: “Abla, babam fenalaştı, kritik yoğun bakımdayız. Babamın durumu iyi değil” Ablam da kayınpederini kaybetmenin acısını yaşarken, babasını da kaybettiğini düşünerek kendini koyuvermiş. İyi yapmadım ama işte o anda insan her şeyi düşünemiyor. Neyse fazla uzatmadan diğer konulara geçelim. Babamız, 8 günlük tedavinin ardından sağlığına kavuştu ve artık çok şükür 86 yaşında olmasına rağmen kendi traşını bile olmayı başarmış.

Babam taburcu olduktan sonra Gürok ve KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Esin Güral Argat’ın daveti üzerine önce Burdur, sonra da Antalya’ya gazeteci arkadaşlar gittik. Burdur’da fabrikanın ilk fazının açılışında bulunurken, bir Kütahyalı olarak büyük bir gurur yaşadık. Hakikaten büyük işler yapıyor Esin Hanım. 2013 yılından beri Gürok Grubun 42 kat büyüdüğünü ve o yıldan beri grup olarak her yıl yeni bir yatırım yaptıklarını anlattı. Haber internette ve sosyal medyada paylaşılınca hemen yorumu yapmış hemşehrilerimiz: “Neden Kütahya’da değil de, Burdur’da?” Yahu işi bilmeden, anlamadan her konudan anlıyormuş gibi yorumlar yapmayın. Sonuçta maden suyu üzerine yapılan bir fabrika. Üretim kaynağa, pazarlara ve limanlara ne kadar yakın olursa o kadar karlı olacaktır. Bu insanlar şirket olarak Kütahya’da vergi dairesine kayıtlılar. Doğdukları kenti her söz aldıklarında anlatıyorlar. Böyle yorumlarla bu insanları lütfen aşağıya çekmeyelim.

Efeoğlu Baklava

Sonrasında ise Antalya Sorgun’daki otelde 2 gece konakladık. Otelde kaldığımız günlerde sordum, soruşturdum. Çalışanların büyük bölümü Kütahyalı. Bu maden suyu yatırımı niye Burdur’da diyen adama sormak lazım: Bu çalışanlar niye Kütahyalı diye.

Esin hanım, ne olursa olsun, yatırımlarınız için size ve ekibinize teşekkür ediyor, gurur duyuyoruz. Bugün sizin yaptığınız yatırımlar sadece Kütahya’da değil, dünya basınında kendine yer buluyor. Sakın dikiz aynasından arkaya bakmayın. Siz her zaman cesur oldunuz ve olmaya devam edin. Kim ne derse desin, Kütahyaspor’un göğsünde olmanız da ayrı bir gurur yaşattı bizlere. Yıllardır yapılmayanı siz başardınız. Şimdi Kütahyalılar, böyle bir konuyu artık konuşmayacaklar.

Antalya programının ardından buruk bir telaşın içine girdik. İlk göz ağrım, kızım Elif Azra ile Manisa yollarına düştük. Eşimle birlikte gidinceye kadar içimizde hep burukluk vardı. Evlat işte, ayrılmak kolay olmuyor. Yaşayanlar beni eminim iyi anlayacaktır. KYK yurduna teslim ederken, bu burukluk en üst seviyeye geldi. Kızım ise tam tersine aslanlar gibi kazandığı üniversitede okumanın gurur ve heyecanını yaşıyordu. Kızımı Allah’a emanet ettik ve Manisa’dan Kütahya’ya döndük.

Gelir gelmez akşam üzeri kıymet verdiğim bir aile olan Avlupınar Ailesi’nin Bekir Avlupınar caddesindeki sanata merhaba konserine ve seramik kuş evleri sergisine katıldım. Ailenin müzik öğretmeni temsilcisi Ekrem Avlupınar, dedelerinin isminin verdiği caddede çok anlamlı bir etkinliğe imza attı. Babası Ahmet Ali Avlupınar ve annesi Naciye Nur Avlupınar da tüm mütevizilikleri ile konuklarını ağırladılar. Tam bir kültür ve sanat şehri olan Kütahya’da tüm protokole davetiye bırakmışlar. Ancak pek kimsenin gelmemesi Avlupınar ailesine biraz burukluk yaşattı. Programı özetleyen ise: “Bu cadde açıldığında Avlupınar ailesini merak edip araştırdım. Şehirleri güzelleştiren kişiler ve aileler vardır. O şehirlerle hem özdeşleşmişlerdir ve o şehirlere değer katarlar. Avlupınar ailesi de işte böyle bir aile” sözleri ile Kütahya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Yıldırım Akgül oldu.

Daha sonra da CHP’nin gölge Milli Eğitim Bakanı Suat Özçağdaş’ın Bengisu’daki akşam programına katıldım. CHP’liler eğitimle ilgili sorunlarını anlattılar. Sorunları öğrenci, öğretmen veya veli olarak yaşayanlar mikrofonda düşüncelerini dile getirdiler. Din Kültürü dersinin kaldırılmasını isteyenler vardı, yurt yemeklerinin iyi olmadığını söyleyenler vardı, öğrencilere yemek ve ulaşım hakkının çok görüldüğünü söyleyenler vardı. Öğretmenlerin değersizleştirildiğini de söylediler. CHP’nin gölge Milli Eğitim Bakanı Özçağdaş, sakin ve sabırlı bir insanmış. Tüm talepleri dinledi ve kısa kısa notlar aldı. Sonuçta böyle bir görev verilirse ne yapacağını bilmesi gerekiyor. Ancak toplantıda ön sırada oturan, çok bilmiş tavırlarıyla dikkatimi çeken birisi vardı. İsmini burada yazmayacağım. Bacak bacak üste atıp, bakana anlatılan her sorunda yorum yaptı. Üstelik bu öğretmen. Böyle bir insana kimler saygı duyar, onu da sizlerin takdirine bırakıyorum.

Ertesi gün ise Türkiye’nin 2 numaralı devlet adamı Cevdet Yılmaz’ı Kütahya’mızda ağırladık. AK Parti’nin “Türkiye Buluşmaları” programları çerçevesinde ilimize gelen Yılmaz, gün boyunca Kütahya’yı öve öve bitiremedi. Her mikrofona çıktığında Kütahya’nın başka bir güzel noktasını bizlere ve tüm Türkiye’ye anlattı. Kütahya’nın çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak denizin ortasında susuz kalmak misali bunun farkında olması gerektiğine dikkat çekti. Haklı mı? Bence haklı!

Yılmaz’ın Kütahya programı çerçevesinde Merhum Başvekil Adnan Menderes, yıllar sonra etkin bir programla anıldı. Bir nevi vefa gösterdik Menderes’e. Kütahya Reklam markası ile açık hava reklamcılığı işine de girdiğimiz için son zamanlarda yapılan reklamları yakından gözlemliyorum. Menderes’e gösterilen vefayı izlediğim bir reklam filmiyle tasvir etmek istiyorum. Ben de iz bırakan reklam hikayesi şöyle: Türkiye İş Bankası 26 Ağustos 1924 yılında kuruldu. Cumhuriyetin ilk milli bankası olan İş Bankası 100 yaşına girdi. İş Bankası’nın yıl dönümünü ilk Ziraat Bankası kutladı. Ziraat Bankası, 160 yıl önce kurulduğunu hatırlatarak İş Bankası’na ithafen “Üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen bu duyguyu dün gibi hatırlıyoruz. 100. yaşın kutlu olsun İş Bankası” dedi. Çok anlamlı ifadeler değil mi?

İşte Menderes’i anma noktasında biz de benzer bir durumu yaşadık. 63 yıl geride kalmış. Çok geç kalındı ama ismi hala hafızalarda. Menderes’i benim yaşım yetmeyebilir ama kendi hayatımda anma gayretinde olan güzel bir programa şahitlik ettik. Çünkü kendisi milletin gönlünde yer eden bir insan. Kütahya’ya çok katkıları olmuş. İlimize birçok eser kazndırarak, adeta iz bırakarak gitmiş. Peki biz ne yaptık? Merhum Başvekil Menderes’ten şehrim adına öncelikle özür diliyorum. Artık bana göre Kütahya’yı, kuruluş ve kurtuluş kentinin yanında demokrasinin de kenti diye anmalıyız. Böyle anlatmamız gerekiyor şehrimizi. Yeni nesillere tarih şuurunu aktarmak adına Kütahya’nın Menderes ile olan gönül bağı her yıl düzenlenecek etkinliklerle yaşatılmalı. Devlet erkanı da bu güne başka bir mazeret üretmeden (Çünkü o günde başka bir devlet programı yok) katılmalı ve farkındalık oluşturmalıyız diye düşünüyorum.

Osmanlı’da 63 yaşınını geçen birine yaşı soruldugunda “Haddi aştık” diye cevap verirlermiş. Nedeni ise Hz. Muhammed’in (S.A.V.) 63 yaşında hayata veda etmesi nedeniyle eski insanlarımızın Peygamber Efendimize olan saygı ve sevgisinden kaynaklanırmış. Kütahya olarak Menderes’i 63 yıl sonra etkin bir programla annamımızın çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Şimdi sıra geldi, Kütahya’ya değer katan Mutasarrıf Fuat Paşa’ya. Onun ahını aldığımız da eskilerin hep dilinde. Teneke bağlatma mevzusu hala anlatılıyor. Bu büyük devlet adamı için de bir şeyler yapmalıyız diye düşünüyorum.

Cevdet Yılmaz’ın programını sonuna kadar takip ettim. Sizlere bahsetmek istediğim iki konu daha var. Birincisi güzel bir haber. Zafer Kalkınma Ajansı’nda yapılan iş dünyası ile buluşma toplantısında Cevdet Yılmaz, Kütahya’nın yeni otel yatırımına ihtiyacı olduğunu öne sürerek, ilimizin kıymetli sanayicisi Nafi Güral’ı işaret etmiş. Nafi Bey de “Mesajı aldım” diye cevap verince, Kütahya 5 yıldızlı bir otele kavuşma noktasına gelmiş oldu. Bu güzel. Hep Gürallar, neden başka illerdeki yatırımlarını Kütahya’da yapmıyor diye hayıflanacağımıza, doğru bir şekilde talep etmeyi öğrenmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. İstemesini bilmezsek, midyada pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım. Her işin bir usülü var. Doğru talep, eminim doğru ve istenilen sonuçları bize kazandıracaktır. Teşekkürler Cevdet Yılmaz, teşekkürler Nafi Güral. Şehre çaktığınız her çivi için sizlerden Allah razı olsun.

İkincisi ise Saman Pazarı’nda esnaf bir kadın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a Şehir Hastanesi’nde doktor sıkıntısından bahsetti. Yılmaz, konuyu takip edelim demesine rağmen, neden böyle?, Kütahya hep geri kaldı gibi ifadeler kullandı. Valimiz Musa Işın da bu duruma şahitlik etti. Valimiz ister istemez bu duruma üzüldü. Kendisini teselli etmeye çalıştık. Çünkü en zor şey yapılanların görülmemesi ve bilinmemesidir. Bir yönetici güzel işler yapar, ancak halk bunu görmezden gelirse kendi şehrine ihanet etmiş olur. Sayın Valim, siz üzülmeyin! Biz sizin bu şehre ne kadar değer kattığınızın farkındayız. İşte tüm bu yaşananlar sosyal medyada oluşturulan algıların sonucu. İnsanlar sosyal medyada doğru olsa da, yalan olsa da, bir konu defalarca gündeme getirilince inanmaya başlıyor. Hatta bunu yazan kendisi bile inanıyor. Onun için biraz kendimize paye çıkaralım. Gazeteler bu noktada mesnetsiz bir şeyler yazmazlar. Yerel gazeteleri okuyun, okutturun ve sahip çıkın. Sosyal medyada bir bilgi paylaşımı varsa 40 kere düşünün derim.

Bu arada dipnot: Sayın Valimiz, bu kadın esnafı iki kez işyerinde ziyaret etmiş. Çayını içmiş. Ama bu kadın herhangi bir talepte bulunmamış. Ah Sosyal Medya ah! Bu seferlik bu kadar, kalın sağlıcakla…

SEVDİĞİM SÖZLER

Doğruyu söyleyen sadece anlatır, yalan söyleyen ise ikna etmeye çalışır.

Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
Yorumlar

  1. İsa Kahraman dedi ki:

    Yazılarınızın tamamını büyük bir dikkatle okuyorum. Tam bir profesyonel oldunuz. Yazılarınızdaki samimiyet ve kısa cümleler ayrı bir güzel.
    Başarılarınızın devamı için duacıyım efendim.

  2. Salih Sebahattin Ener dedi ki:

    Kütahya için yapılanları ve yapılmayanları objektif olarak değerlendirdiğin için çok kıymetli ve bu yazıların da çok hoşuma gidiyor ve seninle gurur duyuyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum.