Bir hükümdar tokmaksız davul çalmayı başarana vezirlik rütbesi vereceğini ilan etmiş. Akıllı bir oğul ise gitmiş akıl hocası olan babasına sormuş. Babası usta işi bir cevapla: “Bundan kolay ne var oğlum. Davulun içine arı doldur, hükümdarın huzuruna çıkınca, davulu yuvarla, yeter!” demiş. Birileri ömrü boyunca kendisi için çalışır, birileri ise memleket için çalışır. Memleket için çalışırken, kendini, işini, ailesini kısacası her şeyini feda eder. Günümüzde nitelikli eleman yok diyoruz. Fabrikalar nitelikli eleman yok diye bas bas bağırıyorlar. Yerine göre çalışacak elemanı hakikaten bulamıyorlar. Uzunca yıllardır bu konuyu gündemine alan, kendisini bu yolda feda eden bir değerimiz var. Simav Ticaret Sanayi Odası Başkanı Sayın Şeref Kazcıoğlu. Eminim bilenler, kendisinin bu uğurda neler yaptığını çok iyi biliyordur. Bilmeyenlere tekrar anlatalım. Şeref Başkan, halkın içinden hiç çıkmayan, sorunları hem yaşayan, hem de çözmeye çalışan bir iş insanı. Mesleki eğitimi yıllardır söyleye söyleye belirli bir noktaya getirdi ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Mesleki Eğitim Kurulu Başkanlığına kadar gitti. Mesleki eğitime yönelik yapılması gerekenleri ve önerilerini her fırsatta gündeme taşıdı. Bununla da yetinmedi ve mesleki eğitimde istihdamın kolaylaştırılması için bölge, ihtisas, sektör içi ve sektöre entegre olmak üzere, yeni okul modellerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarda başrollerin birini de üstlendi. Kazcıoğlu Otomotiv bünyesinde Türkiye’nin ilk “sektöre entegre” özellikli belirlenen Şeref Kazcıoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Simav’da açılması için gövdesini taşın altına koyarak protokole imza attı. Bu okulda makine ve tasarım teknolojisi ile metal teknolojisi alanlarında öğrenim gören öğrenciler, eğitim-öğretim faaliyetlerini gerçek üretim ortamlarında yapacak. Bu öğrenciler okuldan mezun olduktan sonra da fabrika istihdam edilecekler. İşte size nitelikli eleman! Aramaya gerek yok. Sayın Kazcıoğlu, hem okutuyor, hem burs veriyor, hem de istihdam ediyor. Daha ne olsun. İnsan hayattayken yetişmek lazım feryadına. Yoksa mezar taşına su dökmenin faydası yok. Şeref Başkan, davulu tokmaksız çalıyor bilin istedim!
SİYASET VE ŞEHRİN SORUNLARI-2
Çiçek solduktan sonra, vazonun bir kıymeti kalmıyor diye bu bölümü bitirmişim son yazdığım yazımda. Bu düşüncelerime çok sayıda yorum ve mesaj aldım. Evet, çiçek solduktan sonra vazonun gerçekten kıymeti kalmıyor. Bir arkadaşım Kütahya’nın içinde çok zenginliği barındırdığını yazmış ve şöyle eklemiş: “Maalesef her gelen üstüne toprak atıyor. Resmen gömüyorlar şehri!” Aynen katılıyorum. Siyasetin ilk yılı bana göre bir imaj inşaası ile geçer. Görevdeki son yıl ise iyi reklamlar yapılabilir. Ama ilki yoksa, yani imaj yoksa ne kadar reklam etseniz de fayda getirmez. Siyasetçi, ilk yılında vizyonunu konuşturabilirse, son yılda seçmene sadece kabul edip, desteklemek kalır. Siyasette büyük başarılar elde etmek, sadece alkış toplamaz, aynı zamanda gölgede kalanların öfkesini de büyütür. Öfkesi büyüyenler, ortaya çıkan başarıyı beğenmez ve haliyle gölgelemeye çalışırlar. Bu başarı, gölgede kalanları size düşman bile edebilir. Neden mi? Çünkü elde ettiğiniz başarınız, o kişinin yetersizliğini de gösterir aynı zamanda. Burada mesele sizin ne yaptığınız değil, onların ne yapamadığıdır aslında. Son dönemlerde hem siyasette, hem diğer STK’larda bir furya var. Aman fotoğraf çektirelim de, sosyal medyada vatandaşlar görsün! Ben bunun adına foto siyaseti veya foto başkanlığı diyorum. Uğurlama, karşılama, ziyaret fotoğrafları hizmetin yokluğunu maalesef örtemiyor. Aksine imajı sarsıyor. Umarım, yazdıklarım birilerinin kulağına küpe olur da, kazanan Kütahya’mız olur.
ÇEVRE YOLUNU UNUTMAYALIM!
Kütahya ile ilgili gördüklerimizi, duyduklarımızı ve bize iletilenleri aktarmaya ve gündeme taşımaya devam ediyoruz. Uzunca bir süredir gündemde olan, AK Parti önceki dönem İl Başkanı Mustafa Önsay döneminde resmen açıklanan yeni çevre yolu konusunda hatırlatma aldık. Bir hatırlatın, unutulmasın diyorlar. Hem trafik güvenliği, hem şehrimizin farkındalığının artması ve ilimizdeki yol ticaretinin gelişmesi adına yeni çevre yolu projesinin unutulmaması gerekiyor. İki OSB’ni birbirine bağlayacak diye anlatılan yeni çevre yolu hakkında bilgi almak istiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı’nda bu proje takip ediliyor mu? Hangi aşamaya gelindi? Bu soruların ilgililerce cevaplanması gerekiyor. Bu konuyu Cimer’e taşıyanlar bile olmuş! İstiyorlar, çünkü bu yolun yapılması kazaların önüne geçecek. Hayatını kaybeden insanların acıları hala devam ediyor ama belli bir zaman geçince unutuluveriyor. Biz unutmayalım diyoruz.
HİSARLI AHMET
Ahmet Hisarlı, nam-ı diğer Hisarlı Ahmet’i bilirsiniz. Kendisine özgü kıyafeti, bağlaması ve sesiyle Kütahyamız’ın bir değeri. Feracemin ucu sırma isimli türküsünü çok severim. 1908 yılında Yukarı Hisar’da doğmuş ve babasının kunduracı dükkanında kavaflık yaparak büyümüş. Kütahya’da gezeklerde ve gençlerin evlerde toplanarak sohbet edip, eğlendikleri ortamlarda üç telli bağlama ile tanışmış. Askerlik çağında da okuma-yazmayı ve klarnet çalmayı öğrenmiş. Asker dönüşü açtığı kahvehane ise Aşık Veysel, Özay Gönlüm ve Aşık Davut Sulari gibi üstadların uğrak yeri olmuş. Kahvehanesinde gençlere ücretsiz dersler vermiş. Hacc’a gittikten sonra bu işleri bırak diyenlere: “Ben sazımla Rabbime sizlerden daha yakınım ”cevabını vermiş. Elif dedim be dedim, Kütahya’nın Pınarları, Meşeden gel a sürmelim gibi birçok esere imzasını atan sanatçı, 1984 yılının Ocak ayında hayata veda etti. Eserleriyle geriye bıraktığı ölümsüz hatıralar halen çalınıp, söyleniyor. Kütahya Güzel Sanatlar Derneği, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi ve paydaş kurumların desteğiyle Kütahya’da 15 yıldır Hisarlı Ahmet Sempozyumu düzenleniyor. Bu yıl ki sempozyum ise 21-23 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Birçok solo ve koro konserleri, keman-piyano resitalleri, ve söyleşilerin olacağı farkındalık etkinliğini kaçırmayın derim. Bu sempozyuma destek olan firmaları da destekleri ve Kütahya’nın bir değerinin gelecek kuşaklara taşınmasına vesile oldukları için kutluyorum.
GÜZELLİKLER VE TEBRİKLER
Hep sorunlardan bahsedecek değiliz ya! Kütahya Milletvekili Mehmet Demir, ilk kez dede olmanın mutluluğunu yaşıyor. Geçtiğimiz günlerde torunu dünyaya gelmiş. Milletvekilimiz Mehmet Demir’i ve ailesini tebrik ediyorum. Kıymet verdiğim Ali Özcan ağabeyim, oğlu Hasan’ı, Bilgihan ailesinin güzel kızları Sümeyye ile evlendirmiş. Çocukluk arkadaşım Süleyman Gök de oğlu Ahmet’i, Ak ailesinin güzel kızları Zeynep ile evlendirmiş. Her iki aileyi de kutluyorum. Genç çiftlerimize ömür boyu mutluluklar diliyorum. Bu düğünlere katılamadım. (babamın sağlık sorunlarından dolayı) Ama gönlüm onlarlaydı.
SEVDİĞİM SÖZLER
Mücadele ederken telefonun çalmıyorsa, kazanırken de sen açma!