AK Parti’de İl Kongresi geçen hafta gerçekleştirildi. Mevcut İl Başkanı Mustafa Önsay, görevini Ceyda Çetin Erenler’e devretti. Kongre için salona biraz erken gittim. Birçok ilçe başkanı ile görüştüm. Biraz kırgınlardı. Kongre için Önsay’dan davet aldıklarını, ancak Erenler’den davet almadıklarını sözlerinin arasında söylediler. Salon tam dolu değildi. İlçe teşkilatlarından Emet ve Şaphane’yi canlı gördüm. Canlı olan bir başka durum ise Soner Aksoy, Hüsnü Ordu, İsmail Hakkı Biçer, Hüseyin Tuğcu ve Şükrü Nazlı haricinde eski vekillerin hepsinin kongreye gelmesiydi. İl Başkanlarının (Kamil Saraçoğlu dışında) çoğu kongreye katıldı. Bu durumu her zaman göremiyorduk ama bu kongrede gördük. Eski tüfeklerin çoğunun gelmesi acaba Erenler’e bir sahip çıkma mıydı veya birlik-beraberlik isteği miydi? Konuyu yoruma açık bırakıyorum. Kongreye MKYK Üyesi ve iş insanı Erkan Güral da katıldı. Güral kongre sonrası tüm konukları Saklı Dünya’da akşam yemeğinde bir araya getirdi. Babası Nafi Güral Bey, geçen hafta bir programda oğlu Erkan Güral’ın sürdürülebilirliği kalıcı mükemmellik olarak yorumladığını anlatmış. Bu ifadeleri bir sosyal medya paylaşımında dinledim. İşte burası önemli. Kalıcı mükemmellik ya da sürdürülebilirlik. AK Parti camiası belki de kalıcı mükemmelliği arıyor veya özlüyor. Erkan Güral’ın kongre sonrası verdiği yemek bu anlamda büyük önem taşıyor. Herkes özlüyor ama startı Erkan Güral verdi. Ceyda Çetin Erenler’e yeni görevinde başarılar diliyorum. Yeni Yönetim Kurulu’na şöyle bir baktım. Karma bir liste olmuş. Ama etkili isimler var. Etkilerini gösterirlerse istediklerine ulaşabilirler diye düşünüyorum.
CEZAEVİ ARAZİSİ VE GASTRO EĞLENCESİ
Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde de çalıştırdı bizleri. Sabah erkenden basın toplantısı için belediyeye gittik. Üç aylık çalışmalarını anlattı hızlıca. Ardından sorulara geçtik. Cezaevi arazisini SGK’ya devretmeye karar verdiklerini söyleyince ilk sorumu bu konuda sordum. Sormaktan ziyade benimki biraz tepkiydi. Cezaevi arazisi, bana göre şu anda Kütahya’nın en kıymetli yerlerinden birisi. Buranın kolayca verilmesine gönlüm razı olmadı. Başkan Kahveci ise SGK borçları nedeniyle çaresiz kaldıklarını anlattı. Açıkçası bu noktada mücadele etmesini beklerdim. Çabucacık teslim olmak gibi bir durum olmuş. Mücadeleden kaçılmış sanki. Diğer bir konu da kamuya ait alanda yapılan yılbaşı eğlencesi oldu. Başkan Kahveci, içkinin Gastro’ya dışarıdan getirildiğini, herhangi bir servisin yapılmadığını, başkan yardımcılarının eşleriyle birlikte programa katıldığını açıkladı. Durumdan haberinin ertesi gün akşam saatlerinde olduğunu söyleyen Kahveci, Gastro’da incelemeler yaptığını, alem yapma veya dansöz oynatma gibi bir durumun olmadığını gördüğünü ifade etti. Kamusal bir alanda eğlence yapılmasını doğru bulmadığını belirterek “Keşke yapılmasaydı” dedi. Baştan beri çizgisinin aynı olduğunu söyleyen Kahveci: “Ben tasvip etmediğim bir durumda sabrı da, zamanı da iyi bilen biriyim. Her şeyin gereği zamanı gelince yapılır” dedi. Bu konuşmalardan şunu anladık: “Zamanı gelince gereğini yapacağım” Geçen hafta gazetemizde faturayı kim ödeyecek? diye sormuştuk. Sanırım fatura ödemesi için biraz bekleyeceğiz.
MERHABA 27’NCİ YIL
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün ardından gazetemizin kuruluş yıldönümü de geldi. Nasipse 18 Ocak’ta 27’nci yıla merhaba diyoruz. Bir profesör geçen hafta bana bir mail atmış ve demiş ki: “Gazeteciler toplumun haber alma sağlığını koruyor. Bizler, insan sağlığını korumak ve toplumun daha iyi bir geleceğe ulaşması için çalışırken; gazeteciler, toplumun sağlıklı bilgiye ulaşması için aynı özveriyle görev yapıyor” Profesör Hocam çok doğru bir tespit yapmış. Onlar, sağlık alanında ne kadar fedakarlık yapıyorsa, biz de gazeteciler olarak aynı noktadayız. Toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek adına büyük bir emek harcıyoruz. Sağlıklı bir toplum, ancak sağlıklı bir bilgi akışıyla mümkündür. İşte bunun için 26 yılı geride bırakarak, 27.yıla merhaba diyoruz. Kütahya’nın hafızası olmaya, tarihe tanıklık etmeye devam ediyoruz. Tarif edemeyeceğim kadar büyük bir Kütahya sevdasıyla nice 27 yıllara diyorum ve bizlerle birlikte olan herkese gönülden teşekkür ediyorum.
TRAFİK IŞIKLARI
Hafta içinde değişik yerlere ziyaretler yaptıkça konular birikiyor. İşte unuttuğumuz ama sonradan aklımıza gelen bir konu daha. Trafik ışıkları konusunda Kütahya’da yaşanan bir sıkıntıyı dile getireceğim. Bana anlatılan şöyle: Kırmızı ışıkta aracınızla beklerken, beşinci veya altıncı sırada olduğunuzu düşünün. Yeşil ışık yandığında tam siz geçerken süre birden bitebiliyor ve tekrar kırmızı ışık yanıyor. Arkanızda da araç varsa durma imkanınız olmuyor. Zaten dursanız, arkadaki aracın size çarpması muhtemel. Böyle bir durumu yaşayan kıymetli bir iş insanımız konuyu bana anlattı. Bu yüzden ceza yemiş. Cezayı ödeyecek ama herkesin bu duruma düşmesini istemediği için ışıkların olduğu yerlerde saniye göstergesinin olması gerektiğini düşünüyor. Haklı mı? Haklı bence. İlgililere duyurulur.
BABALAR & MİRAS İLAVELER
Bir önceki yazımda babaların evlatlarına para veya miras bırakması konusunda düşüncelerimi dile getirmiştim. Özetle, babaların çocuklarına para ya da miras bırakmaması durumunda yaşanacak doğruları yazıya dökmüştüm. Değerli bir iş insanı büyüğüm, bahsettiğim konuya ilaveler yaparak konunun ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmış. Benim yazdığım kazanımlara ilaveten eklediği konular ise şöyle: İyi eğitim almış gençler artacak, keşifler ve icatlar yapan gençlerimiz olacak. Gazete ve kitap okuyan, ailenin önemini bilen, sosyal sorumluluk sahibi gençler, topluma faydalı olmak isteyecekler. Çevrenin önemini benimseyecekler ve bu konuda rol model olmak isteyeceklerdir. Bazılarına ters gelebilir ama böyle olduğunda elde edilecek kazanımlar gerçekten çok kıymetli!
KRAL VE ŞAHİNLERİ
Seveceğinizi düşündüğüm bir hikaye daha: Krala iki tane şahin hediye edilir. Kral, bu ihtişamlı hediyeyi çok beğenir ve iki kuşu eğitmesi için bir şahin eğiticisi çağırır. Aylar geçer ama şahinlerden birisi gökyüzünde asil bir şekilde süzülürken, diğeri konduğu ağacın dalından geldiği günden beri bir türlü ayrılmıyordur. Kral, bu duruma bir çare arar ve birçok şahin eğiticisini saraya çağırır. Ancak, hiçbir eğitici başarılı olamaz. Ülkede tek bir eğitimci kalmıştır ve onu da saraya çağırırlar. Eğitici çalışmaya başlar ve ertesi gün sabah Kral uyandığında iki şahinin de uçtuğunu görür. Eğiticinin yanına koşarak giden Kral: ‘Nasıl başardın bunu? En az 10 eğitici geldi başaramadı. Sen nasıl yaptın?’ Şahin eğiticisi de cevap verir: ‘Çok basit Kralım. Sadece kuşun üzerinde durduğu dalı kestim’ Bazen güvenlik alanlarımızın dışına çıkamadığımız için, istediğimiz yönde bir değişim gerçekleştiremeyiz. Böyle durumlarda, rahatlık alanımızın dışına çıkmak için üzerinde durduğumuz dalı kesmek gerekir. İstediğiniz muhteşem uçuşu gerçekleştirebilmek için, daha fazla beklemeyin. Kesin o dalı!
SEVDİĞİM SÖZLER
Doğru benim diyene kadar,
yalan dünyayı dokuz kez turlarmış.