Bu sabah Sayın Valimiz Musa Işın’la çay eşliğinde güzel bir sohbet daha yaptık. Daha önceki yazımda Valimizin İstanbul’dan bana mesaj yazdığını, Kütahya için çok güzel gelişmelerin olacağını ve çocuklar gibi şen olduğunu söylediğini sizlere aktarmıştım.
Konu şimdi daha anlaşıldı. Bir değil, birden fazla proje var. İlk konu şehir kimliği konusu. Bu konuda sessiz ama derinden bir çalışma yürütülmüş. Bakanla istişareli olarak yapılan çalışmalarda ilk etap Pekmez Pazarı diye bildiğimiz bölgeden başlayacak. Şehir kimliği oluşturma adına bu tarihi bölge bambaşka bir görünüme kavuşacak. Tarihi dokunun korunduğu, tek tip dış cephelerle bu bölge Kütahya’nın cazibe merkezi olacak. İçinde işyerleri, kafeler, müzikholler hepsi yer alacak. Ardından da diğer planlanan bölgelerde bu çalışmanın benzerinin yapılması planlanıyor. Komşumuz Afyon bu çalışmayı bakanlık desteğiyle 7 yıldır devam ettiriyormuş ama bizimkisi öğrendiğime göre 2 yılda bitecek.
Bunun dışında bir de Aizonai ile ilgili proje var. Antik kent yapılacak çalışmalarla adeta yeniden doğacak. Aizonai’de yerde gördüğümüz tarihi taşlar bile ilk orijinalinde nasılsa o şekilde konuşlandırılacak. Örneğin yerde gördüğünüz taşlar yapılacak çalışmalarla ayağa kaldırılacak. Bunu dışında tiyatro ve stadyum bölgesi de daha görkemli bir hale getirilecek. İçinde konserler, organizasyonlar bile yapılacak. Bu çalışma tamamlandığında Aizonai bambaşka bir çehreye bürünecek.
Yapılacak olan (şehir kimliği ve antik kent) çalışmalarla Kütahya adeta yeniden kuruluşu yaşayacak ve yaşatacak. 60 bin öğrencinin özellikle Pekmez Pazarı bölgesini tercih etmesi ve sık sık gitmesi için yapılacak çalışmalarla şehrin ekonomisine de katkı sağlanmış olacak. Burada esnaflarımızın ve vatandaşlarımızın da yapılacak çalışmalara uyum sağlaması veya katkı vermesi çok iyi olur diye düşünüyorum.
Parası nereden gelecek diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bu konuda yapılacak çalışmalar Bakanlıkla birlikte planlandığı için, Özel İdare üzerinden, Kütahya Belediyesi’nin de desteği ile bu özlenen çalışmalar hayata geçirilecek. Ben, Sayın Valimize bu noktada gerçekten güvendim ve sonuna kadar da güvenmeye devam edeceğim. Çünkü Ankara veya İstanbul’a her gittiğinde eli boş dönmüyor. Mutlaka heybesini doldurup ta geliyor Kütahya’ya.
Halen devam eden Turizm Master Planı da aslında çok iyi bir zamanda planlanmış oldu. Yapılacak çalışmaların söz konusu plana entegre bir yapısı olacağını düşünüyorum. Bugüne kadar hep yazdık, çizdik. Şunların yapılacağını söylediler dedik. Ama hepsi adeta kağıttan kaplan misali girişi yaptık ama devamı bir türlü getirilemedi. Artık kağıttan kaplan olmayacak Kütahya. Anadolu Aslanı olacak. Sayın Valimizin önderliğinde Anadolu Aslanı gibi kükreyecek ve diyecek ki: Burada tarih var, burada kurtuluş var, burada kuruluş var, burada medeniyetler var. Kütahya kamuoyu bu noktada tek yumruk olduğunda bizi hayallerimizden kimse vazgeçiremeyecek. Bunu milli Şair Mehmet Akif’in dizeleriyle ifade edersek:
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
*Tefrika: Sürekli anlaşmazlık, ikiye ayrılma.
ERİK VADİSİ Mİ?
Turizm Master Planı sonrasında gelişmeleri ve konuştuklarımızı aktarmaya devam ediyoruz. Elbette eleştiri yapmak ve eksikleri tespit etmek şehrimize kazanım olarak geri dönecektir. Değerli verdiğim Kütahyalı bir iş insanı dostumuz demiş ki: “Kütahya turizm noktasında gelişmek ve büyümek istiyor. Umarım her şey planlandığı gibi devam eder ve şehrimiz arzu ettiğimiz noktalara gelir. Ancak, biz Kütahyalılar olarak turizm noktasında ne kadar eğitimliyiz? Gelen insanlara, iyi ki Kütahya’ya gelmişim dedirtebilecek miyiz? Onun için eğitimli olmamız gerekiyor. Onları hoşnut etmeyi bilmemiz gerekiyor” Kütahya’yı çok seven bu iş insanı, bana her zaman pozitif ve negatif durumları anlatır. Kendisini kutluyorum. Önemli bir noktaya daha vurgu yapmış oldu. Başta da söylediğim gibi eleştirerek, eksikleri görerek bu şehrin kazanımlarını arttırma noktasında Kütahyalılar da katkı sağlamalılar. Şehrin Valisi ve ileri gelenleri böyle bir master planı yaparken, bizlerin de hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu noktada bir anımı paylaşayım: Rahmetli Çini Ustası Sıtkı Olçar ile bir gün Frig Vadisi’ne gidiyoruz. Birden yolu karıştırdık ve yanlış bir köy yoluna girdik. Köyde önümüze ilk çıkan amcaya sorduk: Frig Vadisi’ne nereden gidebiliriz? Cevap: Erik Vadisi mi?
ÖZÜR VE İADE-İ İTİBAR
Bir önceki yazımda Başkan Kahveci ile AK Parti Grup Başkanı Mahmut Öztaş arasında geçen bir icraya verme konusunu gündeme getirmiştim. Bu konuda Mahmut Öztaş arayarak, Belediye’ye 1 TL’lik fatura kesmediğini söyledi ve ekledi: “Şirket olarak bir prensiplerimiz var. Belediye ile çalışmıyoruz. Hal böyle olunca da Belediye ile şirketimiz arasında bir alacak verecek meselesi söz konusu değildir” dedi. Meclis toplantısının o bölümünü açtım tekrar dinledim. Bir gazeteci arkadaşıma fısıltı ile konuşurken konu başka yere gitmiş. Konunun başını kaçırınca bizim yazı da başka bir boyut kazanmış. Toplantıda Başkan Kahveci, ticaretin kuralı gereği herkesin alacaklarını alabilmek için icra yoluna başvurduğunu belirterek: Mahmut Bey, örneğin sizde şirket olarak alacaklarınızı alamadığınız zaman icraya veriyorsunuz değil mi?” diyor. Öztaş ise o polemik öncesinde: “Sayın Başkan, nereyi satacaksanız, satın ama bir daha meclisin önüne icra konusuyla çıkmayın. Kimi icraya verecekseniz verin ama gecikmeyin” şeklinde ifadeler kullanıyor. Kahveci: “Ama siz de veriyorsunuz icraya” deyince biz de konuyu şirket belediyeyi icraya verdi şeklinde yorumlamışız. Burada hata bizde. Öztaş şirketinin belediye ile icralık bir durumunun olmadığı anlaşıldı. Tüm kamuoyundan yanlış bilgi nedeniyle özür diliyor, Mahmut Öztaş’a ve şirketine iade-i itibar yapıyoruz.
MASA BAŞI İŞ İSTİYORLARMIŞ!
Öztaş ile Belediye’nin arasındaki hatalı icra yazısı sonrasında gece Başkan Kahveci de aradı. Uzun uzun konuştuk. İcra meselesini anlattıktan sonra işçilerin maaşı, belediyenin itibarı, borçlar, alacaklar hepsini konuştuk. İşçilere eksik maaş verdiği için üzgün olduğunu söyleyen Başkan Kahveci, toplamda 750 milyon TL olan SGK ve vergi borçları için taksitlendirmeye başvurduklarını ancak iki ay için 70 milyon TL kesinti yapıldığını anlattı. Kahveci: “Ödenen 70 milyon şimdi kasamızda olsa işçilerimizin maaşını kesinlikle öderdim. Ben onların hem mutlu, hem de üzüntülü gözyaşlarını olduklarında gören birisiyim. Ama çalışan sayımız inanın fazla. Kimseyi yerinden etmeden, bahar aylarında başka birimlerde çalıştıralım diyorum. Bu defa ben çalışmam diyorlar. Herkes masa başında çalışmak istiyor. Şu anda Belediye’de 400 kişilik fazlalık var. Ama yine de teşekkür ediyorum. Mecliste son anda satış yetkisini verdiler. Satıştan sonra bu sorunu çözüme kavuşturmak istiyoruz. Benim yerimde önceki başkanlar olsaydı, onlar da benim düştüğüm duruma düşerlerdi. Biz mertçe, hata yaptığımızda hata yaptık deriz. Bu noktada tüm kurumların bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Amacımız bu halka hizmet etmektir. Görev süremi kimseyle kavga etmeden tamamlayacağım” dedi.
20 ARALIK’I NOT EDİN!
Bana ulaşan bir programı sizlerle paylaşmak istiyorum. 20 Aralık 2024 gününü ajandanıza not edin. O gün Çınar Otel’de Kütahya’da ilk kez yapılacak bir program gerçekleştirilecek. Ayşe Nur Kaya/ An Ka Mimarlık öncülüğünde Kütahya’da ilk kez Kar Tanesi Festivali yapılacak. Saat 10.00-17.00 arasında alışveriş, saat 19.30’da Women Festival Party Night ismiyle kadınlara özel bir eğlence gecesinde Süper FM Radyo Programcısı Doğancan Özadlı, Dijital İçerik Üreticisi Yasin Cengiz de sahne alacak. Bu çılgın festivalin gece 23.00 sularında bitmesi planlanıyor ama ben biraz daha uzayacağını düşünüyorum J Kadınlar, özellikle bu program sayesinde yılın yorgunluğunu atabilirler mi? Bekleyip göreceğiz!
SEVDİĞİM SÖZLER
Yüksek mevkiler, her eşyayı büyülten bazı camlar gibidir.
Bu mevkilerde bütün kusurlar, olduklarından daha büyük görünür.