Meslekte yılların bana verdiği tecübenin zekatı düşüncesiyle kaleme aldığım köşe yazılarımda zaman zaman kırılanlar, bazen de çok mutlu olanlar oluyor. Nedense her bir şeyi uç noktalarda yaşıyoruz. Kırılanlar, küstüğü dağa oduna gitmiyor. Sevinenler ise belki de daha çok yazmamı istiyor. Benim yazılarım genelde yaptığım gözlemleri artı veya eksi yönleriyle yorumlamak. Burada baş figürümüz Kütahya. Daha önce de yazmıştım: Sen Mühimsin Kütahya diye. Şehrimiz mühim olunca şehre değer katanlara alkış tutuyor, görevini iyi yapmayanlara kaşlarımızı çatıyoruz. Yazdığımız yazılarda kırılanlar varsa, arasın düşüncesini lütfen söylesin. Her bir sorusuna vereceğim cevap vardır. Yoksa bir kenara geçip kendi kendine içinde kurulmasın. Veya birileriyle yazdığımın doğruluğunu veya yanlışlığını tartışmasın. Kütahya’yı sevmeye devam edeceğim. Allah bana ne kadar ömür verir bilemiyorum ama bu sevgim hiç bitmeyecek. Bu memleket sevdasında bizim gibi düşünen herkesin yanında olmaya gayret edeceğim. Bu bölümü sevdiğim bir gazeteci ağabeyimin çok sık kullandığı bir sözü ile bitirelim: Gönlünüzden geçen ne ise, aklınızla uyum içinde olsun!
KAHVECİ GÜCÜNÜ GÖSTERMELİ
Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, seçim öncesi vaat ettiği personeline ikramiye sözünü tuttu. Maaşların %20’si oranındaki paranın ilk kısmı 15 Temmuz’da hesaplara yattı. Şimdi buraya kadar güzel, ancak biz Başkan Kahveci’den daha büyük hamleler bekliyoruz. Sonuçta kendisi yatırım ve teşvik danışmanlığı noktasında uzman. Özgeçmişini biraz inceledim, o kadar çok eğitim almış ki. Ama bu eğitimlerde aldığı tecrübelerini yansıtmasını bekliyorum. Çünkü şu anda alanı çok geniş. Koskoca Kütahya. Uçsuz-bucaksız ve bakir. Daha önce çalıştığı şirketlerdeki alanı bu kadar büyük değildi. CV’sine baktığımızda çok güçlü görünüyor. Birçok eğitimi almış. Ama benim için önemli olan Başkan Kahveci’nin uzman olduğu noktadaki gücünü ortaya koyması. Geçenlerde Eskişehir’deki merkez Belediye Başkanları ziyaretine gelmiş. Onlarla işbirliği içinde Kütahya’ya kazandırması gereken kazanımlar olmalı diye düşünüyorum. AB fonlarından veya şehir adına yapılacak projelerle Kütahya’ya dokunmasını bekliyoruz.
TURİZMDE AKVARYUMDAN ÇIKMAK
Kütahya’nın turizmi üzerine yazmaya devam ediyoruz. Geçenlerde bir büyüğüm dedi ki: “Kütahya’nın turizm destinasyonuna sunduğu örneklerin, daha önce başka illerde turizme sunulmuş olanları var. Mesela Efes (Aizonai), Safranbolu Evleri (Germiyan Sokak), Peri Bacaları (Frig Vadisi) gibi” İlave olarak Kütahya’nın turizm alanında yeni örnekler sunmasının öneminden bahsetmişti. Kütahya, maalesef bu noktada denizin içindeki akvaryumda yaşayan balıklarla benzeşiyor. Akvaryum, güvenli fakat sığ ve kısıtlı! Hayatın gerçek anlamı derin denizlerde saklı olduğuna göre bunu keşfetmek için akvaryumdan çıkmak gerekiyor. Bunu yapabilmek için de farkındalığa ve cesarete ihtiyacımız var. Kütahya’nın bütünüyle turizm veya diğer konularda kendisini iyi okuması, kendisini iyi çalışması ve kendisinden önce mezun olması gerekiyor. Yoksa turizmde akvaryumdan çıkamayız. Tıpkı, Kütahya OSB’nin 1974’te kurulup 20 yıl akvaryumdan çıkamadığı gibi. Tam 20 sene sonra Kütahya OSB’da fiziken gelişim sağlanmaya başlamış.
YAZ MEVSİMİ VE YANGINLAR
Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri yaz döneminde oldukça yoğun ve meşakkatli çalışmalar yapıyorlar. Özellikle yaz mevsiminde çıkan orman yangınları onları çok sıkıntıya sokuyor. Allah korusun, yangın bir başladı mı, sonrasını tahmin bile edemiyoruz. Ancak, bizlerin de onlara yardımcı olmak noktasında biraz daha hassas davranmamız gerekiyor. Geçenlerde Akçamescit Köyü ziraat alanında çıkan yangında, tarlanın ormana bitişik kenarlarının 5 metre sürülmesi ile yangın ormana sirayet etmeden söndürülmüş. Orman Bölge Müdürü Erdal Dingil ve ekibi özellikle yaz aylarında 7/24 teyakkuzdalar. Ormanların ve ülkemizin yarınlarının kül olmaması için hepmizin daha bilinçli hareket etmemiz gerekiyor. Yangın savaşçıları da zaten bu hassasiyetin yeterli olacağını düşünüyor. Kimseye ne yapacağını anlatmayalım. Çevremizi, yeşil doğamızı alevlerden korumak adına ne yapmanız gerekiyorsa onu yapalım yeter!
EŞEKLER VE SWOT ANALİZİ
Her zaman yazarak mesaj verecek değiliz ya! Biraz da gülerek, bir fıkra ile mesaj verelim diye düşündüm. Bir gün Nasrettin Hoca’nın bir arkadaşı, hocayı eşeğinin önünde kağıda bir şeyler karalarken görmüş. Ne yaptığını sorunca Hoca cevap vermiş: “Eşeğime swot analizi yapıyorum” Swot analizinin ne olduğuna bilmeyen arkadaşına hoca anlatmış: “Eşeğimin güçlü-zayıf yönlerini ve kendisi için olan fırsatlarla, tehlikeleri yazıyorum. Böylece iyi bir plan yapıp, eşeğimi maksimum verimle çalıştıracağım” Hoca’nın arkadaşı bütün eşeklerin aynı olduğunu ve analize gerek olmadığını söyleyince Hoca: “Öyle deme arkadaşım, mesela benim eşeği atlarla otlatınca daha bir şevkle çalışıyor. Kendini at sanması onun güçlü tarafı. Öğleden sonra bir de ineklerle otlatacağım. Belki sütünü bile içerim”deyince arkadaşı, Nasrettin Hoca’ya beklemesini ve hemen kendi eşeğini de getireceğini söylemiş. Hoca’dan muhteşem bir cevap: “Aman arkadaşım, eşekleri bir araya getirmeyelim. Sonra eşek olduklarını anlıyorlar!”
SEVDİĞİM SÖZLER
Doğru söz, işine gelmeyenin zoruna gider!